Değerlendirme Bildirgesi

+0,5 AKDENİZ’İN GELECEĞİ
İKLİM KRİZİNDE YAŞAMAYI DAİR ÇALIŞTAYI
DEĞERLENDİRME BİLDİRGESİ

2 Aralık 2022, Antalya - Muratpaşa

İklim krizine dikkat çekmek ve kamuoyu oluşturmak amacıyla Muratpaşa Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen “+0,5oC Akdeniz’in Geleceği: İklim Krizinde Yaşamaya Dair Çalıştayı” 2 Aralık 2022 tarihinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir.

Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde, konularında uzman kişilerin katılımıyla; iklim değişikliğinin halk sağlığı, gıda güvenliği ve sosyo-ekonomik duruma olan etkilerini konu alan 2 oturumda toplam 6 bildiri sunulmuştur. Yüz yüze gerçekleştirilen etkinliğe 500 civarında izleyici katılmıştır.

Etkinlik kapsamında çevreci proje sunumları, resim ve ileri dönüşüm performansları sergilenmiş; ekolojik üretim ve vegan beslenme atölyesi faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Muratpaşa Belediyesi ASSİM İnovasyon Merkezi ve Genç İklim Gönüllüleri de Çalıştay boyunca farkındalık oluşturarak, etkinliğe katkı sağlamıştır.

Gerçekleştirilen sunumlar ve izleyicilerin geri bildirimleri sonucunda, aşağıdaki önemli noktaların değerlendirme bildirgesinde yer alması uygun görülmüştür:

  1. İklim krizinin kontrol edilebilir etkilerine karşı azaltım önlemlerini uygulamak, kaçınılmaz etkilerine karşı ise hazırlıklı olarak uyum sağlamak gerekmektedir. Bu kapsamda karbon yutak alanlarının korunması ve artırılması, fosil yakıt tüketiminin azaltılması, uyum sürecinde ise azalan kaynakların etkin kullanılarak, yerele özgü kırılganlık ve risklerin iyi analiz edilerek icraat üretilmesi şarttır.
     
  2. İklim tehdidine karşı ulusal ve yerel ölçekte kentsel planlama için alınacak önlemler kiritik öneme sahiptir. Bu önlemler en küçük ölçekten başlayarak; yapı, parsel, semt, mahalle, ilçe ve kent sıralamasıyla kurgulanmalıdır.
     
  3. Yerel ölçekte alınacak önlemler ancak etkin bir iklim platformu ile mümkündür. Platform bölgedeki tüm dinamikleri içinde barındıracak şekilde oluşturulmalıdır. Doğru koordinasyon için araştırma, veri yönetimi, politika geliştirme, eğitim ve uygulama/kontrol başlıklarında oluşturulacak çalışma grupları verimli bir şekilde çalışmalıdır.
     
  4. Yaşlı insanlara karşı sergilenen yaş ayrımcılığı giderek artmaktadır. Buna ilave olarak iklim krizi, kent ve kırsaldaki yaşlı nüfusu daha derinden etkileyecektir. İleri yaş grubunun seyahat, adalete erişim, çalışma, sağlık gibi temel haklar ile ilgili olumlu politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
     
  5. Beslenme seçimi iklim krizi için kritik bir konudur. Aynı kalori değerinde hayvansal gıda üretimi, tahıl ve sebze üretimine göre 10 kat daha fazla sera gazı oluşturmaktadır. Bu nedenle ülke genelinde “Agroekolojik Tarım Politikası”, yerelde ise “Gıda Strateji Planları” oluşturmalı ve uygulanmalıdır.
     
  6. Üretilen her yiyeceğin üçte biri son tüketiciyi beslemeden israf olmaktadır. Bu durumun önüne geçecek gıda tedariği ve güvenliği alanlarında ciddi çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin gıda üretim-tüketim zincirine mutlaka dahil olması gerekmektedir.
     
  7. Dünya yüzeyinde tarım için uygun olan alanların dörtte üçü, yemek üzere yetiştirilen hayvanları beslemek için kullanılmaktadır. Ancak ekili olan bu alanlardan beslenen ve soframıza gelen hayvansal kalori, besinlerden aldığımız toplam kalorinin sadece beşte birini oluşturmaktadır. Daha az tarım alanıyla yeterli beslenmeye yetecek kadar gıda yetiştirmek mümkündür. Böylelikle boş kalacak tarım alanlarını tekrar ormanlaştırarak daha fazla karbon tutulabilir.
     
  8. Ülkelerin yaklaşık üçte birinde vektör, su, hava ve ısı değişimi kaynaklı hastalıklar için iklim bilgilerine dayalı erken uyarı sistemi bulunmaktadır. Kentlerimizde bu tür sistemlerin kurulumu ve yaygınlaştırılması, halk sağlığı için alınacak acil önlemler için altlık oluşturacaktır.
     
  9. İklim değişikliğinin sağlık etkilerini göstermek, klinik uygulamada farkındalığı sağlamak için daha fazla disiplinlerarası çalışma yapılmalıdır. İklime duyarlı hastalıklar listesi hızla hazırlanmalıdır. İklim kaynaklı hastalıkları en aza indirecek kişisel reçetenin vücut direncini yüksek tutmak, sağlıklı gıda tüketmek ve doğada vakit geçirmek olduğu unutulmamalıdır.
     
  10. İklim krizi sürecinde göçü önlemek mümkün olmamakla birlikte, kontrollü göç için sorunun kökünde yatan nedenlerin açığa çıkarılması ve buna yönelik politikalar geliştirilmesi önem taşımaktadır.
     
  11. Çocuklar ve ergenler olumsuz etkilerden kaçınma ya da bu etkilere uyum sağlama konusundaki sınırlı kapasiteleri nedeniyle daha büyük risk altındadır. Dünya genelinde 5 yaş altı çocuklar arasındaki ölümlerin yaklaşık dörtte birinin çevresel riskleri ortadan kaldırmak suretiyle önlenebileceği belirtilmektedir. Dolayısıyla iklim krizini önlemeye yönelik, onarıcı ve koruyucu nitelikteki programların asli öznesi çocuklar olmalıdır.
     
  12. Siyasal partilerin programlarında çevre sağlığından tarıma, gıda imalatından gıda güvenliğine, eğitimden sağlığa her alanda çocukları bir siyasal özne olarak gören, onların sağlığını korumayı ilke edinen bir çerçeveye ihtiyaç bulunmaktadır.

Hazırlanan bildirge maddelerindeki hususların, yerel ve merkezi ölçekteki uygulamalarının takipçisi olacağımızı belirtiyor, etkinliğe katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza ve komşularımıza teşekkür ediyoruz.

 

*****

+0,5 AKDENİZ’İN GELECEĞİ
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞTAYI 
DEĞERLENDİRME BİLDİRGESİ

13 Kasım 2021, Antalya - Muratpaşa


Dünya gündeminin en ön sıralarında yer alan iklim krizine dikkat çekmek amacıyla Muratpaşa Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen “+0,5oC Akdeniz’in Geleceği: İklim Değişikliği Çalıştayı” 12-13 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir.
 
Deniz dibi temizliği ile başlayan etkinlik, 13 Kasım’da Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde çalıştay oturumlarıyla devam etmiştir. Konularında uzman kişilerin katılımıyla; iklim değişikliği ana başlığı altında; sürdürülebilirlik, deniz kirliliği, su ve atık yönetimi ile konunun hukuki ve ekonomik boyutları özelinde iki oturumda toplam 8 bildiri sunulmuştur.  

Etkinlik kapsamında, 50 profesyonel dalgıcın katılımıyla Kaleiçi Yat Limanı’nda deniz dibi temizliği ve atık envanter çalışması yapılmış; fotoğraf ve video çekimleri gerçekleştirilmiş; canlı heykel performansları ile deniz kirliliği, su kaynaklarımızın kaybolması ve iklim krizine dikkat çekilmiş, su altı fotoğrafçılığının ustalarından Ateş Evirgen’in fotoğraf sergisi izleyici ile buluşmuştur.

 
İklim Değişikliği Çalıştayı’nın 12 maddeden oluşan sonuç bildirgesi şu şekildedir.
 
İklim değişikliğinin olumsuz tüm etkilerinin azaltılması için yapılacak ilk iş, karbon salınımını düşürmektir. Bu amaçla;
  1. Çevre sorunlarının artık geleneksel yöntemlerle değil, yenilikçi projelerle çözülmesi şarttır. Çevreye uyumlu üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması, çevre teknolojilerinin kullanılması ve bu konularda yatırım yapılması zorunludur.
     
  2. İklim değişikliğine uyum sürecinin tek taraflı yürütülmesi mümkün değildir. Bu nedenle, süreçte kimse geride bırakılmamalıdır. Söz hakkı almaktan ve vermekten çekinilmemelidir. Sağlıklı bir çevrenin temel yaşam hakkı olduğu asla unutulmamalıdır.
     
  3. Sularımızın hızla kirlenmesi sonucu, temiz içme suyu ve tarımsal sulama suları gittikçe azalmaktadır. Şehir su şebeke sisteminde, su kayıp ve kaçak oranları azaltılmalı, kaçak sondaj uygulamaları bitirilmelidir.
     
  4. Akdeniz havzası, plastik kirliliğinde birinci sıradadır. Soframızdaki gıdalar da ciddi miktarda mikroplastik içermektedir. Akdeniz’e kıyısı olan kentlerde kirliliğin mevcut durumuyla ilgili çalışmalar artırılmalıdır. Uluslararası anlaşma ve sözleşmelere yerel yönetimlerin taraf olması sağlanmalıdır.
     
  5. Deniz ve plajların korunması için tüm yılı kapsayacak şekilde analiz ve ölçümler yapılmalıdır. Kirletici baskılar bertaraf edilmeli, yerel yönetimlerle eşgüdümlü temizlik ve izleme projeleri üretilmelidir. Turizm sektöründe iklim değişikliğine uyum stratejileri, gerçekçi planlamalarla bir an önce hayata geçirilmelidir.
     
  6. Evsel ve endüstriyel atık suların sadece ön arıtmadan geçirilerek denize deşarjından derhal vazgeçilmelidir. Kimyasal ve biyolojik ileri arıtma teknolojileri kullanılarak arıtılan atık sular, sanayide, zirai ve kentsel yeşil alan sulamasında tekrar kullanılmalıdır.
     
  7. Zirai üretimde bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımına son verilmelidir. Vahşi sulama tamamen terk edilmelidir. Az su tüketen bitki türlerinin kent peyzajında kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Yanlış tarım politikaları ve desteklerinden vazgeçilmelidir.
     
  8. Çevre adına yapıldığı söylenen ancak ekolojiyi olumsuz etkileyen mevzuat ve uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir. Sit alanları ve statüleri korunmalı, sulak araziler kentleşmeye açılmamalı, kentlerde doğaya uyumlu projeler geliştirilmelidir.
     
  9. Türkiye, Avrupa Birliği için önemli bir ticari partnerdir. Sanayimizin ihracat pazarında sürekliliği için iklim değişikliği sürecine uyum sağlanmalıdır. Hammaddeden ambalaj seçimine, üretim aşamalarından enerji kullanımı ve lojistiğe kadar düşük karbonlu ekonomiyi öne çıkaran kararlar alınmak zorundadır.
     
  10. Çevreci yeşil dönüşüm ciddi yatırım maliyetlerini de beraberinde getirmektedir. Üreticilerimizin bu amaçla oluşturulan ulusal ve uluslararası fonlardan yararlanması şarttır.
     
  11. Tüm eğitim-öğretim kademelerinde pratik, uygulanabilir ve ilham veren deneyimleri öğrencilerin içselleştirmeleri sağlanmalıdır.  Özellikle iklim değişikliğine uyum sürecinde görev alacak mezunların donanımlı olması için ders notları ve müfredatları tekrar gözden geçirilmelidir. Uyum sürecinde farklı meslek dallarının eşgüdümlü olarak çalışması büyük önem taşımaktadır. Eğitim altyapısı nedeniyle çevre mühendisliği mezunları ekiplere mutlaka dahil edilmeli; konusunda uzman ve deneyimli çevre mühendisleri ise süreci bizzat yönetmelidir.
     
  12. Unutulmamalı ki susuz bir hayat mümkün değildir. Problemin kaynağı ve çözümü bizleriz. Muratpaşa Belediyesi olarak, +0,5 Akdeniz’in Geleceği için gerçekleştirdiğimiz ‘İklim Değişikliği Çalıştayı’ sonuç bildirgesi doğrultusunda; tüm kurum, kuruluş ve sektörleri, zaman kaybetmeden iklim değişikliği eylem planı oluşturmaya ve uygulamaya davet ediyoruz.